Arama Sonuçları - Hume, David

David Hume

| doğum_yeri = Edinburgh, İskoçya | ölüm_tarihi = | ölüm_yeri = Edinburgh, İskoçya | ölüm_nedeni = | çağ = 18. yüzyıl felsefesi | bölge = Batı felsefesi | okul_gelenek = Doğalcılık, kuşkuculuk, deneycilik, İskoç Aydınlanması, Klasik liberalizm | ilgi_alanları = Epistemoloji, metafizik, zihin felsefesi, etik, siyaset felsefesi, estetik, din felsefesi, klasik iktisat | önemli_fikirleri = Nedensellik problemi, ''bundle theory'', indüksiyon, olan-olması gereken sorunu, yarar | etkilendikleri = Locke, Descartes, Berkeley, Hobbes, Hutcheson, Newton, Leibniz, Epicurus, Cicero, Malebranche, Ashley-Cooper, Sextus Empiricus, Pyrrho | etkiledikleri = Smith, Ferguson, Kant, Bentham, Madison, Hamilton, Schopenhauer, Spir, Comte, Mill, Baron d'Holbach, Darwin, Huxley, James, Russell, Einstein, Popper, Ayer, Mackie, Chomsky, Blackburn, Dennett, Fodor | imza = | imza_alt = }} David Hume (; doğum adı David Home; – 25 Ağustos 1776), deneycilik, felsefi şüphecilik ve metafiziksel natüralizm alanlarındaki son derece etkili sistemiyle tanınan İskoç filozof, tarihçi, ekonomist ve deneme yazarıydı. ''İnsan Doğası Üzerine Bir İnceleme'' (1739–40) adlı eseriyle başlayarak Hume, insan doğasının psikolojik temellerini inceleyen doğalcı bir insan bilimi oluşturmaya çalıştı. John Locke'u izleyerek doğuştan gelen fikirlerin varlığını reddetti ve tüm insan bilgisinin yalnızca deneyimden kaynaklandığı sonucuna vardı. Bu yaklaşım, onu Francis Bacon, Thomas Hobbes, John Locke ve George Berkeley ile birlikte deneyci filozoflar arasında konumlandırır.

Hume, tümevarımsal akıl yürütmenin ve nedensellik inancının rasyonel olarak temellendirilemeyeceğini savundu; onlara yalnızca alışkanlık ve zihinsel süreçlerin yol açtığını öne sürdü. Bir olayın başka bir olaya neden olduğunu aslında hiçbir zaman algılamayız, yalnızca olayların "sürekli ardışıklığını" (''constant conjunction'') deneyimleriz. Bu tümevarım problemi, geçmiş deneyimlerden nedensel çıkarımlar yapabilmek için geleceğin geçmişe benzeyeceği varsayımını önkabul etmeyi gerektirir; ancak bu metafizik önkabulün kendisi önceki deneyimlere dayandırılamaz.

Felsefi rasyonalistlere karşı çıkan Hume, insan davranışını yönetenin akıl değil tutkular olduğunu savunmuş ve meşhur ifadesiyle "Akıl, tutkuların kölesidir ve öyle de olmalıdır" demiştir. Aynı zamanda bir duygucu (''sentimentalist'') olan Hume, ahlakın soyut ilkelerden değil duygu veya hislerden türediğini savundu. Ahlaki olgulara doğalcı açıklamalar getirme konusunda erken bir bağlılık gösterdi ve Avrupa felsefesi tarihçileri tarafından, bir olgu ifadesinin tek başına ne yapılması gerektiğine dair normatif bir sonuca asla ulaştıramayacağı fikrini (olan-olması gereken sorunu) ilk kez net bir şekilde ortaya koyan kişi olarak kabul edilir.

Hume, insanların "ben" kavramına dair gerçek bir anlayışa sahip olduğunu reddederek yalnızca bir duyumlar demeti deneyimlediğimizi ve benliğin, fikirlerin çağrışımıyla birbirine bağlanan bu algılar demetinden ibaret olduğunu öne sürdü. Bağdaşırcı nitelikteki özgür irade teorisinde, nedensel belirlenimciliği insan özgürlüğüyle tamamen bağdaşır görür. Onun din felsefesi, özellikle mucizeleri reddetmesi ve Tanrı'nın varlığına yönelik tasarım kanıtını eleştirmesi, dönemi için oldukça tartışmalıydı. Hume, faydacılık, mantıksal pozitivizm, bilim felsefesi, erken analitik felsefe, bilişsel bilim, teoloji gibi alanları ve pek çok düşünürü etkileyen bir miras bıraktı. Immanuel Kant, Hume'u kendisini "dogmatik uykusundan" uyandıran ilham kaynağı olarak gösterdi. Yukarıdaki bilgiler Wikipedia'dan alınmıştır
  • Gösterilen 1 - 1 sonuçlar arası kayıtlar. 1
Sonuçları Daraltın
  1. 1

    İnsanın anlama yetisi üzerine bir soruşturma / Yazar: Hume, David

    Baskı/Yayın Bilgisi Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2018.
    Kitap